Gecen hafta sonu pekmez isini tatliya bagladik. Sabah erkenden Yuksel teyze Ece ile geldi. Kazanlari zaten gunler oncesinden almistik. Burada dugunlerde, cenazelerde buyuk kazanlarda yemek ozellikle de keskek pisiyor. Tabi odun atesinde. Is lekesini kolayca cikarmak icin bulduklari bir yontem, kazanin disini deterjan ile sivamak. Sonrasinda sicak su ile yikaninca kolayca cikiyormus. Yikama kisminda onca deterjanin kullanimi hic icimize sinmedi ama ne yapacagimizi da bilemedik. Gunun sonunda odun atesi kullanma fikrinin o kadar da zor olmadigi ve ara ara yapacagimizi dusununce, kendimize bir kazan almanin daha iyi olacagina karar verdik. Bizim icin disinin kararmasi nasilsa problem olmayacak.
Konumuza devam edersek, ilk is olarak Yuksel teyze kazanin disini deterjanla, deterjani su ile islatarak kapladi.
O arada odun atesini baslatmistik. Yagmurlardan biraz islanmisti odunlar ama problem olmadi. Kazani atesin ustune koyup, acele acele bidondan harup suyunu kazana bosaltmaya basladik. Kazani yeni, alttan ates harli bir sekilde yaniyor, kazanin dibini yakmaktan korktuk.
Kazanin icindeki suyun kaynamaya baslamasi 5 dakika bile surmedi desem? Inanilmaz! Eger elimizde olsaydi, kalin ve uzun dallar Yuksel teyzenin tercihi ama elimizde bu tanima uyan odun pek azdi. O yuzden sik sik gidip atesin altini kontrol etmemiz gerekti gun boyu.
Kazandaki koyu kahverengi seviyeye dikkat! Icine harup suyunu bosalttigimizda, seviye oradaydi. Buna daha sonra tekrar donecegiz!:)
Ilk basta koyu bir kopuk olustu. Recel yaparken kopuklerin toplandigini biliyorum. Ama pekmezde kimseden bu konuda birsey duymamistim. Sonucta toplamaya karar verdik. Bu isi daha once yapmis olanlara soracagimiz ilk soru bu. Kaynama saatler suruyor. Gidip gelip karistirdik, altinin atesini kontrol ettik. Ha, bu arada soylemeyi unuttum. Kazan kaynamaya baslarken daha yagmur atistirmaya baslamisti. Kosturup poseidon ve windguru'dan son durumu kontrol ettim. Aaaaah! Korkunc yagmurlar geliyordu. Peki peki, biliyorduk boyle olacagini ama elden ne gelir. Haruplar gunler oncesinden islanmis, biraksak fermentasyon baslayacak, kokacak, vs. El mahkum o gun yapacaktik. Eldeki ondulinlerle fotografini cekemedigim bir duzenek kurduk, kazanin ustune gecici cati yaptik. Tabi onun altinda nasil bir is icinde kaldigimizi tahmin edersiniz. Ust bas oyle bir koktu ki gunun sonunda! Bunlar isin zamanlama hatalari. Bu is bundan 1 ay once gayet rahat bir sekilde yapilabilirdi. Bu da bize bir ders olsun deyip durduk Tugrul'la. Her neyse, sonucta sabah 9:30'da baslayan kaynatma operasyonu saat 5:00 itibariyle sona erdi. Biraz panikten, biraz da sogudukca daha da yogunlasir diyerek erken indirdik galiba. Bu sefer de kivam bence biraz civik oldu. Tugrul benimle ayni fikirde degil ama bunun sebebi yeniden o atesi yakmamak olabilir mi bilmem!:) Bunca islemden sonra cika cika ne kadar mi pekmez cikti? Bir duduklu, bir orta boy, bir de kucucuk celik tencere dolusu kadar:
Tekrar ustteki fotografa bakarak kazanin ilk bastaki seviyesini hatirlamanizi oneririm.
Ertesi gun soguyunca, kavanozlara doldurdum. Burada da bir sorum var bilenlere. Tencerelerin dibine harubun unu çökmüş. Bunu sikmak tabi ki mumkun ama dogrusu her sikista miktar daha azaliyor. Lezzetine baktik, gayet guzel, bu seferki boyle olsun, baska turlu yapiliyorsa ogreniriz sonraki deneme icin dedik.
Iste gunler suren harup pekmezi sagamizin sonuna geldik. Biz erdik muradimiza, darisi her isteyenin basina...
21 Ekim 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Tebrikler, Harup pekmezi için webdeki en yalın ve faydalı anlatım, oldukça uğraştırıcı bir süreçmiş gerçekten.
Sagolasin, Cevat. Gercekten de oyle. En zoru suyunu sikarak cikarmak. O kismini eger daha kolay yapmayi becerebilirsek geri kalani cok problem degil.
Önünüzde saygiyla egiliyorum ve konu bana o kadar yabanci ki, baska da hic bir sey diyemiyorum.
özellikle gıda maddesi alırken çok pahalı diye burun kıvıranları işte bu yüzden anlamıyorum.
ederinin çok altında bir malı almak, hırsızlığı, düzenbazlığı teşvik etmek olmuyor mu?
kilosu 8 liraya baklava peşinde koşanlar, koşturanlar.
bir yanda da sizin uğraşlarınız.
yapılan her iş bir emege o emekte saygıya degerdir.sizi saygılla selemlıyorum. sonucta yapılan iş elde eddiginiz ürüne değmiştir.afiyet osun.aferin size:)
Pınaaaar,
En sevdiğim pekmezdir keçiboynuzu pekmezi. Çok da emekli bir iş olduğunu biliyorum, helal olsun size. Benim pazarda bir teyzem var, ondan alıyorum. Keklere, çikolatalı muhallebiye, hatta azıcık ekmeğe... Başka bir şey kullandığım yok epeydir.
Evren, o kadar abartacak bir sey degil. Hersey mumkun, yeter ki isteyelim.
Nalan, aynen katiliyorum sana. Pazarda artik hicbirseye ne pahaliymis demiyorum, diyenlere de icimden kiziyorum.
Abicim, sagolasin.
Tijen, sonucu cok istedigimiz gibi olmadi bu denemenin ama onumuzdeki sene icin iyi bir tecrube oldu. Bir de kendi yaptigin hersey guzel geliyor ya, o yuzden sikayet etmeden yiyoruz!:)
Pekmezi cok severim ama ne zahmetliymis yapimi. Tahin-pekmez yerken saygiyla egilecegim onunde. Celtikcilerin emegini gorunce tabakta bir tane pirinc tanesi birakmaya kiyamadigim gibi pekmezi de daha bilincli tuketecegim.
Aaa soylemeyi unuttum keciboynuzu unundan kek kurabiye nasil olur acaip merak ettim. (Gelmeden bilemezsin dediginizi simdiden duyuyorum) :)
Emre'cim, lafimi agzimdan aldin!:)
Yorum Gönder