30 Ocak 2009 Cuma

Korku Filmi - Karavanin Altinda Neler Var!

Bu sabah sagnak yagmur ile uyandik. Herkes yerinde. Biz de baktik burnumuzu bile cikaramayacagiz, kopeklerin yemek isini erteleyip erkenden isin basina oturduk. Yarim saat kadar hersey yolunda idi. Sonra aniden telefon ve internet gitti. 2-3 hafta oncesine kadar neredeyse 1 aydir telefonumuz kesikti (ama internet calisiyordu), sonra kendiliginden duzeldi.

Ben arsanin girisindeki telefon direginde sinyal oldugunu kontrol edince, belli ki bizim arsanin icinde bir yerlerde problem dedim. Bu kotu haber, cunku uzaklik bayagi fazla ve kablo yer altindan karavanin hemen yanindaki pompa kulubesine kadar geliyor. Kulube ile karavan arasindaki kabloyu biz cekmistik ama daha onceki arizada bu son parcada problem yoktu.

Yine de caresiz kalinca (kablo boyunca toprak kazmayi olabildigince ertelemeye calisiyorum!) pompa kulubesi ile karavan arasindaki parcayi kontrol edeyim dedim. Once iyi haber: problem karavanin altina dogru kablonun kopmasi imis, kolayca yapabilecegim bir yer. Kotu haber ise, telefon kablosunu korumak icin icinden gecirdigimiz damla sulama plastik borusu (kabaca kalin bir parmak kalinliginda) cignenmis ve icindeki kablo da kopmus. Bu plastik oldukca sert, uzerine basilabiliyor. Once Payam mi acaba dedik ama onu yapmasi mumkun degil. Jaws filmlerinde kopekbaliginin isirdigi yerlerdeki dis izlerinden buyuklugunu tahmin ederler hani. Ayni hesapla dev bir fare falan olmasi lazim :-(

Aman hemen moral bozmayalim, belki kedi sandigimizdan cok daha guclu bir ceneye sahiptir. Tabi canim, kesin oyle, farenin ne isi var 3 kopek, 1 kedini dolastigi yerlerde. Ama eger fare cikarsa, buradan kovulana kadar kopekler ve kedi kuru ekmege talim ederler ona gore!

29 Ocak 2009 Perşembe

Asma budamasi - kitaptan resimlerle

Bizde American Horticultural Society'nin Encyclopedia of Gardening'i var. Oradan takip etmeye calistigimiz, saraplik uzum icin onerdikleri single ya da double guyot sistemi. Umerim resimler ve yanindaki yazilar aciklayici olur. Temel olarak ilk 2 yil dipten kesiliyor, ikinci yil biraz daha yukaridan. Sonraki yillarda kabaca yapilan uc surgun birakmak. Ortadaki bir sonraki sene kullanilacak surgunleri vermek uzere kisa kesiliyor. Onun yanindakiler yanlara egilerek ve uclarindan budanarak bu senenin urun verecek surgunlerinin temeli oluyorlar.




28 Ocak 2009 Çarşamba

Budama

Budamaya baslamak icin kisin sonunu bekliyorduk. Ankara'dan alisik oldugumuz kis mevsimi sonunu buraya kendimce adapte edip Subat'in ilk yarisi budama icin uygun bir zamandir herhade diye plan yapmistim. Ama daha Ocak ayinda bazi erkenci bitkiler uyanmaya basladi. Su anda bademlerler patlamak uzere, narlar yaprak cikarmaya basladilar bile.

Asmalarin zaten biraz erken budanmasi gerekiyordu. Birkac gundur panik icinde onlari yapmaya calisiyoruz. Toplam 20-25 kok merlot asmamiz var, yariya yakini oldukca minik kalmis. Tecrubeli bir kisinin cok zamanini alacak bir is degil. Ama biz once okuyoruz, sonra gidip budamaya basliyoruz, sonra kafa karisinca gelip kitaptaki resimlere tekrar bakiyoruz. Velhasil epey zaman aliyor.

Ilk firsatta bordo bulamaci diye bir ilaclama yapmamiz lazim, hem zeytinlere hem asmalara. Sanirim mantara karsi. Yagmurlar bir izin verseydi! Ardindan da mega budama aktivitesi baslayacak. Arsadaki tum agaclarin, calilarin budanmasi lazim. Hatta arsanin disindakileri bile biraz bicimlendirip ortaya cikarmak istiyorum. Pinar bu haftasonu Izmir'den donerken koca disli bir budama testeresi getirdi, umarim isimizi kolaylastiracak. Once elektrikli testere alalim dedik ama sonra gozumuz korktu.

Arka koseye dogru epey bir bogurtlen var. Yillardir bakimsiz bir sekilde dikenli birer arap sacina donmusler. Onlarin isi biraz daha zor, once yere siriklar dikip aralarina tel gererek onlara bir destek olusturmamiz lazim. Ardindan da guzel bir sekilde budayip destek uzerinde buyuyecek hale getirmek gerekiyor.

Bu aralar budama ile ilgili epey sey ogrendim. Onemli bilgilerden biri, budanan bitkinin o yil buyuyecek surgunlerden mi yoksa gecen senekilerden mi meyve verdigi. Ornegin bogurtlen bir sene onceki attigi kollardan meyve veriyor. Budamada onerilen su:
Meyve alinan kollar dibine kadar kesiliyor, gecen senenin kollarina uctan budama yapiliyor. Bu sene bu kollardan meyve alinacak, sene boyunca dibine kadar kestiklerimizden kollar atilacak, bunlar da seneye meyve verecek. Bu iki grup dali biribirinden kolay ayirmak icin cesitli sekiller var. Tellere baglayarak destekli buyuturken ister bir grup altta, diger grup ustte, ister bir grup solda bir grup sagda, ister bir grup merkezde diger grup onun iki tarafinda birakilabiliyor. Super dikenli olduklarindan burada anlatmasi kolay da yapmasi nasil olacak bakalim...

20 Ocak 2009 Salı

Kose kapmaca

Aksam yatisa gecerken kopekler bir kulube kapma oyunu oynuyorlar. Ufaklar dogrudan kendi kulubelerine gideceklerine bazen biribirlerinin, bazen de Layka'nin kulubesine giriyorlar. Layka ise cok titiz, kendininki disinda bir yere girmiyor, hatta bazen kendi kulubesinden yeni biri ciktiysa bir sure oraya dahi girmiyor. Ama ilginc olan, ufakliklari bazen ciddi bir sekilde fircalarken, kulube konusunda onlara cok kizmiyor. Kapidan bakip, eger kapildiysa gidip bir paspasin uzerinde vs. kivrilip yatiyor. O yuzden gece yatma oncesi mutlaka kulubeleri geziyor, ya fenerle, ya elle yoklayarak hangisinde hangisi var bakip, gerekirse yer degistirme yapiyoruz.

Son 2 gundur atom karinca Payam da bu oyuna katildi. Ilkinde tam anlayamamistik, epey seslendikten sonra kulubelerden birinden cikti gibi gelmisti ama, yok artik demistik, herhalde oraya girmeye cesaret edemez.

Dun gece eve donunce baktik ortada gorunmuyor, ben elimi yine o kulubeye daldirdim ve icerden cuceyi cikardim, uyku mahmuru. Payam'in uyku mahmurlugu da cok komik oluyor, uzun sure kisik gozlerle sapsal sapsal bakiniyor. Onu eve sokup digerlerine baktim. Layka yerinde, diger ikisi ise ucuncunun icinde - ki bu en kucuk, ayni zamanda kopek tasima kabi olan kutu - neredeyse ustuste ayak uclu basuclu yatiyorlar!

Sari cicek

Biliyorsunuz yagmurlarla hemen heryeri yoncalar kapladi. Bana bir sure sonra oldukca siradan ve karaktersiz gelen bu bitkiler simdi aksamlari kapanip oglen sicakta acilan sari ciceklerle donandi. Doganin gunes isinlarindan birini bile bos harcamama cabasina duydugum hayranlik ciceklerle de suslenmis oldu :-)


Mocca'da Afrika gecesi

Datca yazin bile cok hareketli bir yer degil, kisin iyice ölüyor. Restoranlarin cogu kapali. O yuzden kis boyunca Mocca'da dunyanin farkli mutfaklarini tadabilmek bizim icin ne buyuk surpriz tahmin edersiniz. Dun aksam katildigimiz ucuncusu Afrika gecesi idi. Eti, sebzesi, injerasi, pilavi ile belki 15-20 cesitten olusan bir acik bufe yedik. Daha dogrusu supurduk! Simdiden bir sonrakini iple cekiyoruz.

Çiçekler ve çüçütler*


Pazar gununden beri sun room'umuz mis gibi nergis kokuyor. Bizim bahcede bir tane cikmisti, onun fotografini cekmek icin diger tomurcuklarinin da acmasini beklerken dehset bir yagmur ve dolu indirip uzmustu nergisimi; blogda yazmaktan vazgecmistim. Bu yeni nergislerin arkadaslari da var yaninda, Datca papatyalari, ve adini bilmedigim mor, turuncu, eflatun kir cicekleri! Bu cicekleri verenler, cicekler kadar guzel, sevimli, Kizlan'in minik 2. sinif ogrencileri, benim de yeni ogrencilerim!:) Pazar gunu derse giderken, ufakliklar karsidan kosturarak geldiler, ellerinde kir cicekleri! Kimisi Pinar abla diyor, kimisi ogretmenim! Nasil mutlu oldum anlatamam. Aklimizdaydi ama fotograf makinesini unutmusuz! Eger yanimizda olsaydi, bu miniklerin fotografi ciceklerle yanyana olacakti. Neyse artik bir hafta bekleyeceksiniz.

*: çüçüt (Kinikoglu ailesinin "uydurulmus kelime dagarcigi"ndan) = küçük

15 Ocak 2009 Perşembe

Payam'dan yatis pozisyonlarina devam




Eve yeni bir hayvan girince fotograf makinesine el koyuyor!

Kizlan'da sabah oluyor

Erken bir vakit tepelerden bir fotograf...

Yurtta sulh, Bostancik'ta sulh

Kedi, kopeklerle nasil anlasacak diye dert ediyorduk. Ozellikle Layka'nin "pisi pisi" sesinden delirdigini dusunursek! Bosa dert etmisiz...

7 Ocak 2009 Çarşamba

Burak'in eksi maya macerasi devam ediyor

Burak arkadasim mayasini hazir edip, ilk ekmegini tas firininda yapmis bile! Acayip lezzetli gorunuyor zeytinli ekmegi, keske orada olup yeseydim.

Gorunen o ki, bizim tas firini planlamaya alip, Meyvelitepe'nin firin kardesligine cok acil bir sekilde eklenmemiz lazim.

6 Ocak 2009 Salı

Ikinci film

Bu pazar ikinci film gosterimine gittik: A Short Film About Killing by Krzysztof Kieslowski. Oldurmek ve idam cezasi ile ilgili rahatsiz edici ama dusundurucu bir film, tavsiye ederim.

Dersler basliyor

Epeydir Kizlan koyunun muhtarinin pesindeydik, koydeki cocuklara ders verecek bir yer ayarlamaya calisiyorduk. Once su anda kullanilmayan muhtarligin uzerindeki yeri adam etmeye calistik ama yapilan badana verimsiz oldu cunku sonradan ortaya cikti ki tavan, catidan sizan su yuzunden islaniyormus. Sonunda muhtarin ofisinde pazar gunleri baslayip, daha iyi bir yere tasinmayi zamana yaymaya karar verdik.

Kendi tanidigimiz birkac kisi disinda pek iyi bir duyuru yapamadik. O yuzden pazar sabahi 10'daki tanisma toplantisina cok fazla kisi beklemiyorduk. Kola, fanta, biraz kuru pasta ile biraz once gidip, birkac plastik masa, sandalye ayarlamasi yaptiktan sonra musterileri beklemeye basladik. Yavas yavas kimi yalniz, kimi annesi, kimi babasi ile cocuklar gelemeye basladilar. Sonunda 15 cocuk ve 2 genc toplandi. Cogunluk ilkokul ikinci sinif, cok tatlilar. Buyuklerde ise cogunluk 7. sinif. Boylece kabaca kucukler ve buyukler olarak ikiye ayrilabilecegiz.

Aslinda amacimizin okul derslerine yardimci olmak oldugunu ogrenince biraz hayal kirikligi oldu, herkes bilgiayar kursu pesinde. Ozellikle de buyukler. Simdilik bunu biraz daha ileriye attik.

5 Ocak 2009 Pazartesi

Bu kadar sevimli bir sey gordunuz mu hic!

Bizim kopeklerin ulumasi bize (sabah ezani haric) sevimli geliyordu ama su yavrunun sevimliligi insani cildirtiyor! :)

Zeynep'cim, paylastigin icin cok sagol! Sanirim butun haftam gulumseyerek gececek...