24 Ocak 2011 Pazartesi

Pempe patik, boza, nergis

Gecen hafta boyunca Ankara'daydim. Bir avuc topragi bile bitkilere birakmayip, betonla kapamaya calisan sehir mentalitesine baslayan kizginligimin alevlenmesi disinda benim icin Ankara'yi Ankara yapan seyleri bir bir yasadim. Her sabah annemlerin evinin balkonuna biraktigimiz ekmek ve simitleri yemeye gelen guvercinlerle baslayayim. Bir kac sene once tanidigimiz minik, dunya tatlisi bir cocuk guvencinlere "pempe patik" derdi. Ne kadar dogru bir tanimlama oldugunu yeniden farkettim, benim iceriye girmemle balkona her yonden ucarak gelen guvercinleri perde arkasindan izlerken. Datca'da yok ki pempe patikler!


Foto: hellosaurav

Akman bozasi Ankara gezilerimin olmazsa olmazidir. Mutlaka ya Kizilay'daki ya da Ulus'taki Akman'a gider alirim bir sise boza, Guven parkinda dolmusa binmeden ugrarim bir kuruyemisciye, ellerimi icine kondugu kagidin altindan isitan sari leblebileri de koyarim ayni torbaya. Eve gelince, doldururum bardaklara, ustune de bolca tarcin! Sonra baslar leblebi bombardimanim bozanin derinliklerine dogru. Kasikla o saklanmis leblebileri bularak bardagin dibine ulasirim. O ne keyiftir! Buraya getirmeyi denedim bir kac kere. Eve ulastigimda hep patlamis bir siseyle karsilastigimdan vazgectim. Ama kendim yapmayi deneyecegim pek yakinda.

Ah unuttum, Guven parkinda dolmusa binmeden cicekciden alirim bir demet nergis annem icin. Illaki katmerlilerinden. O koku, o narin guzellik! Dolmusta eve gidene kadar koklayip dururum. Dolmustan inerken, yanimda oturan kisinin gulumseyen bakislariyla karsilasirim genellikle.


Foto: syilmaz

Iste, aile koklasmalari, arkadas bulusmalari arasinda, klasik Ankara gezilerim boyle benim.

15 yorum:

misk dedi ki...

İçim açıldı! Soğanlarım var evde, acaba dikme zamanını kaçırdım mı?

Pinar dedi ki...

Dogrusu ekim zamanini bilmiyorum. Gec kalmis olabilirsiniz. Buralarda actilar. Belki yine de fazla varsa, bir kac tanesini hemen ekebilirsiniz. Bol sans!

Berceste dedi ki...

Ekim sonu,Kasim soganlarin ekim zamani. Bu sene kacirmissiniz Misk ama evde vazoda deneyebilirsiniz. Basit Bir Yasam, Evren'in sumbul denemeleri gibi siz de Nergis yetistirebilirsiniz belki.

Kokulari buraya kadar geldi Pinar. Her sene Tijen'in nergislerini koklardim, bu sene de seninkiler geldi :) Ingiltere'de her yanimiz nergis idi ama nedense ben Turkiye'dekileri ozlerdim ;-)

Boza yapimi kuvvetli kolu olan birisi icin cok kolay :) Iri bulguru haslayip, kevgirden eze eze gecirmece, istediginiz tada gore seker ve bir bardak maya ekleyip beklemeceden ibaret! Ben Ingiltere'de bile yaptim :) Ozlem nelere kadir :P Orada maya bulamayinca, bira mayasindan yapmistim!

ömer dedi ki...

benim annem ve ben bozayı yaparız kısaca anlatayım.

bol suda bulguru haşlar kevgirden veye ince süzgeçten geçirerek sulu püre haline getiririz 1 bardakta şeker. yanlız yoğut gibi maya lazım boza olursa iyi olur yoksa biraz bayat ekmekte olur ama geç mayalanıyor oda sıcaklığında bırakarak mayalanma sağlanıyor tadını zaman zaman tadarak ayarlarsınız. dahasonra fazla ekşimesin diye buzdolabına kaldırın. afiyet olsun.

Pinar dedi ki...

Super! Sevgili Berceste ve Omer, boza tarifleri icin cok tesekkur ederim. Bu aralar burada yagmur yuzunden pek disariya burnumuzu uzatamiyoruz. Tam zamani.

Misk, bir bilenin nergis ekme zamanini paylasacagini biliyordum!:) Berceste, ben de fotograf ararken farkettim, bizim nergisler bir farkli. Koku olarak bilemem ama en azindan goruntuleri farkli geldi. Senin kulaklarini cinlattim; fotograf makinasi yanimda degildi! Yoksa cok daha zengin bir nergis goruntusu olacakti yazida.

beste dedi ki...

burada ayni aileden devesa nergisler var ama kokusuz, o minik sahane kokulu cicekleri cok ozledim:) arada rastliyorum dort sapi 10 euro. Bir arkadasim Karaburun'da dogal nergis tarlasinda yuvarlanmis Ali Baba'nin hazinesi gibi!

misk dedi ki...

Soğanlar konusunda bilgiler teşekkür ederim:) Vazodaki ekim yöntemini Bahçe dergisinden hatırlıyorum.. Bu sene de olmazsa seneye artık:)

Berceste dedi ki...

Ah Pinar ah, ayrilma hic su makineden diyorum, dinlemiyorsun beni :(

Yorumu yazarken vakit bulup link ekleyememistim. Evren'in yazilari burada:

http://basitbiryasam.blogspot.com/2009/02/soganl-bitkiler-i-provokasyon.html

http://basitbiryasam.blogspot.com/2009/01/nergis-olmazsa-sarmsak-ii.html

http://basitbiryasam.blogspot.com/2009/02/soganl-bitkiler-iii-e-biz-sana-boyle-mi.html

Ingiltere'deki ilk senemde denemistim ben. Evin icinde lale, sumbul, cigdem yetistirebilmek icin ve buzdolabinda bekletme usulunu bir arkadasimdan ogrenmistim. Soganlarin icinde biyolojik saat varmis. Sogugu algilayip, aldaniyorlarmis. Boylece daha erken acabiliyorlarmis. Ben buzdolabinda bekletip, sonrasinda saksiya ekmistim.

Kiyida kosede bahce marketlerde kalmis sogan olabilir.(Gecen sene bu zamanlarda IBB'nin satis yerlerinde saksida ve acikta sogan satiyorlardi mesela.) Onlari alip vazoda yetistirebilirsiniz. Bize de haber edin ama lutfen!

Çiğdem dedi ki...

İşte bu yüzdenmiş meğer... bu yüzdenmiş kara kanların kaynaması... Akman bozları, sarı leblebiler, Güven parın ordan anneye götürülen nergislermiş meğer ortak payda...

Pınar kocaman öptüm seni bi kez daha, benim otobüs güven parktan bahçeliye kalkardı zamanında :) Baba meleklerin yanına gitti ama anne hala şükürler olsun orada :)

virego yücel dedi ki...

yüregine saglık özlemleri ne güzel dile getirmişsin.

hindiba dedi ki...

Peki ya simit? :)

Berceste dedi ki...

Simit tarifi mi istiyorsun yani Evren ;-)

Pinar dedi ki...

Evren, inanmayacaksin ama Kizlan firininin simidi Ankara simidini aratmiyor!:) Ben almadim ama yegenler sagolsun, kahvaltiya getirip durdular.

Denemedim ama zamaninda bir internet arastirmasi sirasinda surada bir tarif bulmusum:

http://www.evcini.com/2005/09/_m_i.html

Denersen bize haber et!:)

Cigdem, demek ki o zamanlar birbirimizi teget gecmisiz de simdi cakismis yollar, ne guzel!

Beste, o hazineyi ben de bulmak isterdim.

Abicim, gurbetlik boyle bir sey iste.

Çiğdem dedi ki...

Soğanlı bitkiler için ben bir şeyler söyleyebilirim.

Lale, Sümbül, Bahar Çiğdemi, Kardelen hep Ekim ayında, hadi bilemediniz kasımın ortasına kadar ekilir. Ekerken dikkat etmek gereken toprağı soğanın yüksekliğinin iki katı kadar açmak, kapatırken de soğanın üzerini gevşek "torf katkısıyla" kapatmak. Bunun yanı sıra yandaki soğan ile arada en az bir soğan çapı kadar mesafe bırakılmalı, çünkü ürüyorlar.

İlk soğanlı bitki ektiğimde mevsimi geçince yani yaprakları kuruyunca topraktan çıkarmış, önerilen gibi gazete kağıtlarına sarıp karanlık ve serin bir yerde tutmuştum. Büyük hata... Çoğunun içi boşalmış, bir kısmı da küflenmişti. Bunun üzerine bahçeye ektiklerime hiç dokunmadım, saksıya ektiklerimi de çok az sadece ayda bir kez o da toprağın yüzü ıslanacak kadar suladım. Soğanlar her yıl arttı.

Laleler hakkında bilmek gereken bir minik not daha var. Birbirlerini pek güzel döllerler. Aynı bahçede kırmızı ve beyaz laleleriniz varsa seneye yapraklarında ince çizgiler göreceksiniz. Bir de o çok keyifli somon rengi, siyah ve beş benzemez laleler sonunda asıllarına dönecektir. Yani bahçeniz isterse 20 renk lale olsun sonunda size kalacak olan sarılar ve kırmızılar, az miktarda da oldukça küçük açan beyaz lale.

Pinar dedi ki...

Cigdem ne guzel bilgiler vermissin, lale sogani bulasim geldi. Sagol.