Domuz tehlikesinin önümüzdeki bahara kadar geçtiğini sanmakla hata ettiğimizi bugün anladık. Geçenlerde Pınar incir yemiş olduğu çok belli bir hayvanın dışkısını göstermişti arsa içinde. Ama ben domuzların artık gelmediğine o kadar eminim ki başka birseydir diye düşündüm. Pınar maşaallah Mohikan gibi. En ufak şeyi kaçırmıyor. Pompa sesinden hotumlardan birinde kaçak olduğunu, sulama fıskiyesinden çıkan su miktarından basıncın düşük olduğunu pat diye anlıyor. Bugün de arsa içinde otların üzerinde iz sürüp domuzun nereden girdiğini buldu. Zaten gelen gideni de Layka'dan önce duyuyor!
Bu akşam yürüyüşe biraz geç cıktık. Dönerken hava hafiften kararmaya başlamıştı. Eve yaklaşırken bir adam yanında köpeği, traktörü ile tarlalara doğru giderken karşımıza çıktı. Ben laf attım, bu saatte iş hala bitmedi mi diye. O sırada adamın kucağındaki tüfeği gördük. Meğer adam tarlaya, domuz beklemeye gidiyormuş. Bir gece önce domuzlar su ararken sulama sistemini parçalamışlar, 1000 YTL'lik zarar var diyor ağlamaklı. Gece hiç uyumamış. Zaten 2 gündür deli gibi domates ekiyor herkes. Bu adam şu anda kaç saatlik uyku ile duruyor bilmiyorum. Bize bu saatlerde yürüyüş yapmayın, hatta ben sizi görüyorum bazen erken yürüyorsunuz,sabah da 7-7:30;dan önce çıkmayın dedi. Köpekten falan da kormuyorlar, yaralı falan olursa üzerinize gelebilir diyince biz tırstık çok fena.
Bu arada Pınar bizim damlama su borusununun patlaşğını yaparken, "bunu sanki birsey çiğnemiş" demişti de pek kulak asmamıştım. Bundan böyle dediklerini can kulağı ile dinliyorum. Şöyle şeyler duyarsam şaşırmayacağım: 4 kişi geçmiş 2 saat kadar önce, izler henüz taze. Bir tanesi aksıyor, biri de kadın. :-)
Adam haliyle domuz vurmanın yasaklanmış olmasına çok öfkeli. Onun söylediği kadarı ile bu yasağın arkasında cevreciler var. Daha bugun onların başkanı ile tanıştık. Çok tatlı bir kadın (detay için Pınar'ın yazdıklarına bakacaksınız) İlk fırsatta bir de ondan dinleyeceğiz madalyonun öbür yüzünü. Ama besbelli bu işte bir gariplik var. Doğal avlayıcısı olmayan yaban domuzu gibi bir hayvanın kontrolsüz çoğalması bence onların uzun vadede Datça yarımadasında kalıcı olmaları açısından hiç de iyi değil. Bu şekilde köylülerin sevgi ve koruması değil nefreti kazanılıyor ancak.
Biz de kara kara çitlerin altını beton yaptırmanın maliyetini ve zamanlamasını düşünmeye başladık şimdi.
26 Temmuz 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder