29 Aralık 2009 Salı

Murdala'ya yuruyus

Gecen hafta yarimadanin kuzeybati ucuna yuruyuse gittik. Murdala dedikleri yere. Mantar avlamaya diye ciktiysak da, sepetler yabani otlarla doldu. Palamutbuku'nde Nostalji Restorant'in sahibesi Meray Hanim tam bir ot uzmani! Murdala sahilinde onun yol gostericiligi sayesinde bir suru ot bulduk. Inanilmazdi! Azigimizi yemek uzere oturdugumuz yerde belki 10 cesit farkli yenilebilir ot gosterdi bize. Hem de tarif vererek. Eh bundan iyisi olabilir mi? Gisiyak, sari ot (senede bir kez yenmeliymis!), deniz otu, yabani sarimsak, deniz ispanagi, kafkarida, gelincik (cicege durmadan yapraklarini toplayarak cok guzel borek yapilabildigini biliyor muydunuz?:)...

Asagidaki fotografta deniz otu ve yabani sarimsak goruyorsunuz. Biz bir kac kok cikarip arsamiza diktik.



Yol boyunca bir sandal ormanindan gectik. Sandal agaci o kadar guzel bir agac ki, govdesi koyu bir kiremit rengi, sanki bugulanmis gibi bir renkte. Ne yazik ki fotografta o kadar guzel cikmamislar.



Ciceklerini ise ilk defa goruyorum. Cok zarifler!



Genellikle de bu sarmasikla beraberler. Yine guzel bir birliktelik soz konusu!:)



Dag cilekleri (Arbutus unedo) ile sandal agaci (Arbutus andrachne) da ayni aileden.



Yolda gordugum bu ot ise adam otuymus. Koku insan govdesi seklindeymis, meyveleri cok guzel olup, yapraklarin arasinda saklanirmis ve de yenildiginde halusunasyona neden olurmus.



Yarin da bizim tepelerde yuruyus var. Gelebilecek olanlarla saat 12:00'de koy kahvesinde bulusalim!:)

23 Aralık 2009 Çarşamba

Kucuk sincap isimli harnuptan haberler


Agustos ayinda ilk bahsetmisim bu minikten. Aradan gecen zamanda pek boylandi, guzellesti. Evren'e sozum vardi, iste sozumu yerine gectiriyorum. Aylar once diktigim harnup cekirdekleri yeni yeni boyunlarini uzatmaya basladilar.

Tohum ekmek meger ne zevkliymis, hele de buyuyup ulu bir agac olacagini umdugun tohumlari ekmek.

22 Aralık 2009 Salı

Tavuklara Arkadas Geldi

Biliyorsunuz tavuktan fazla horozumuz vardi. Aslinda uzun sure hangisi tavuk hangisi horoz anlayamamistik, brahma cinsinin horozlari fazla ibikli olmadigindan. Ama sonradan horozlar oyle bir gelisti ve degisik tuyler cikardi ki ayirdetmek gayet kolay oldu. Su anda tavuklarin neredeyse 2 kati her bir horoz.



Asagidaki fotografta tavuklar goruluyor, gayet hanim hanimcik.



Zaman gectikce horoz savaslari iyice artti, kumes iyice huzursuz bir yer haline geldi. Zavalli 4 tavuk, 7 horozun arasinda kalmamak icin bazen kumesin catisina, bazen icine kaciyorlardi. Sonunda yakisikli horozlarimizi damat olarak verip 3 tane yeni tavuk aldik. Su anda yeni gelen tavuklar ayri bir yerde karantinadalar. Bugun yarin ikiye bolecegiz. Yeni 3 tavugun yanina siyah cochinleri koyacagiz, boylece sayilari 5 olacak. Brahma grubu da yine 1 horoz, 4 tavuk, 5 tane.



Ilk yumurtayi bekliyoruz hala!

21 Aralık 2009 Pazartesi

Yagmur Hendekleri Tamirati

Son hafta icinde gunesli gunleri hendeklerin bariz hatalarini gidermekle gecirdik. Drenaj borusuna ek kapasite yaratmak icin yolun uzerinden V seklinde bir kanal yaptik. Aslinda tam V yapacak durum yoktu, o yuzden micirin uzerinde yanlari buyuk taslarla yukseltilmis, ortasinda da daha minik taslar olan bir kanal yaratmis olduk.



Tas doseme isi henuz bitmedi, hergun yuruyuslerimizde biraz tas topluyoruz veya bugday ekmeyi planladigimiz bir yer var, orayi ekime hazirlarken cikan taslari biriktirip kanalda kullaniyoruz.

Ikinci hendek ile ucuncu arasindaki tasma en sorunlu olandi. Burada da taslarla doldurulmus V kanali kullandik, ayrica savaga koydugumuz bir kayrak tasi ile erozyon olayini kokten hallettik. Bu kanaldan ucuncuye dokulurken su, ucuncu hendegin kenarindaki topraklari hendegin icine gocuruyordu. Bunu engellemek icin telorgu teli ile topragi sardik (2 kaya yardimi ile)



Son olarak butun savaklarda en problemli yer olan yan duvarlarin dibini taslarla saglamladik. Buralar en zayif noktalar cunku savagin tabani genellikle bitki ortusune sahip ve dayanikli bir toprak yuzeyi. Yanlar ise yeni kazilmis ve henuz oturmamis toprak yigini. Su eger bir sekilde buraya yanasirsa buradan topragi cok fena goturmeye basliyor.

17 Aralık 2009 Perşembe

Payam uyuyor

Eminim Payam'i ozlemissinizdir :)



16 Aralık 2009 Çarşamba

Agac tohumu ekimi

Gecen pazar gunu Datca Orman Sefliginin duzenledigi,ve Cevre Derneginin destek oldugu agac tohumu ekimi vardi. O gun sansimiza bir kac gundur suren deli yagmur ara vermisti. Gerci sabahinda gunes bir yandan, bir yandan da ince ince yagan yagmur cok guzel bir goruntu olusturmustu. Ama ekim sirasinda hava gunluk guneslikti. Asil amac mese palamutu ekmek idi ise de sanirim gec kalindigindan, tum palamut tohumlari kova testinde (su dolu bir kovaya tohumlar atiliyor, dibe cokenler iyi, ustte kalanlar kotu olarak siniflaniyor.) curuk cikti. Biz de ekilecek diger tohumlara daldik.



Neler mi ektik:

Sığla (günlük)
Kara selvi
Harup (keciboynuzu)
Cam
Hunnap: Hunnap tohumlarini Cevre derneginin baskani Melda bahcesindeki hunnap agacindan getirmis. Amac bunlari fide olarak ormanlara dikip meyvelerini kuslara hediye etmek!:) Orman Mudurlugu Sefi Ertan Bey de yeni bir projeye baslayacaklarini soyledi. Bu projede ormana camin yani sira, incir, badem, ceviz, zeytin gibi meyve agaclarini orman hayvanlari icin ekmek. Hic de fena fikir degil, buradaki domuzlarin ozellikle badem ve zeytin icin bir damak lezzeti gelistirmis olduklarini dusunurseniz!:)

Cok calisip yorulunca, masalar kuruldu, herkes getirdigi kumanyasini ortaya koydu. Neler cikmadi ki ortaya. Nefis bir solene donustu yemek.



Keyifle yiyip icip memnun bir sekilde evlerimize donduk. Bir dahakini dort gozle bekliyoruz simdi.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Bostancik'ta Seller Akiyor

Esyukselti (yagmur) hendeklerimiz ilk sinavlarinda biraz cuvalladilar. Gunlerdir dalgalar halinde uzerimize gelen yagmurun izin verdigi zamanlarda camur icinde hendek tamir etmeye calisiyoruz. Durumu yavas yavas toparlamaya basladik. Bugun bir dizi tamirat daha var, yarina yine yagmur geliyor bir gunluk aradan sonra! Ben de hazir nefes almisken biraz olup biteni anlatayim dedim.

Oncelikle tasma sonrasi duruma bir bakalim.



Araziye suyun girdigi yerdeki hendekte esyukselti hatasi oldugundan ona cok yuklenmemek icin suyun en azindan bir kismini by-pass yaptik.



10 cm capindaki drenaj borusu hendekten suyu tahliye etmeye yetmemis, uzerinden tasan su yoldan akarken cakillari acmis, alttaki drenaj borusu ortaya cikmis.



Karavanin onundeki cim alan arkadaki hendekten tasan su ile kaplanmis durumda.



Savak (tasma alani) isini en beceremedigimiz yerde suyun yaptigi zarar.



Bu serinin en sonundaki hendek, goruldugu gibi o bile tasti. En iyi isleyen savak bu. Su genis bir alana guclenmeden yayiliyor.

Daha detayli fotograflar icin Picasa'ya bakabilirsiniz.

Olup bitenin hendek yaklasiminin sucu olmadigini size anlatmam lazim ki bu teknigi kullanmayi dusunenlerin gozunu korkutmus olmayayim. Bizim yasadigimiz problemler benim gorebildigim kadari ile sunlardan kaynaklandi:

1. Yagmur cok asiri yagdi. Tabii hendeklerin 500 yilda bir olacak yagislari bile kaldirabiliyor olmasi lazim, ama yine de doganin tecrubesizligimize bakarak bize biraz olsun avans vermesini beklerdik, onun yerine rekor yagislarla bogusmak zorunda kaldik! Problemlerin busbutun bizim ibisligimizden olmadigini gormeniz icin yagis konusunda biraz detay vermem lazim. Yagmur basladiktan epey sonra disari bir kap koyup yagmuru olcmek aklimiza geldi. Ilk agir yagisi kacirmamiza ragmen kapta 120 mm su birikti. Bu metrekareye 120 kg su demek. Yani 1 metrekareye 6 tane su damacanasi ile su boca edildigini dusunun. Meteorolojiden buldugum kadari ile 2008'de Datca'nin 24 saat icinde aldigi maksimum yagis 56 mm. Datca ile ilgili tum zamanlar rekorunu bulamadim ama bize yakin Bodrum icin bu 1984 yilinda 85 mm olarak gerceklesmis. Velhasil ikna olmussunuzdur herhalde ki yagmur fena yagdi. Derelerimiz rafting icin uygun kivama geldi :-)

2. Uygulamali bilgi eksikligi. Her ne kadar kitaplardan epey calisip, kurslara falan gittiysek de tecrube eksikligi kendini gosterdi. Kurslarda zaten su toplama olayi 1 gunluk bir giristen ibaretti. Ozellikle hendeklerin su tasirma yerlerinin (spillway/savak) ne kadar onemli oldugu ve ozenle tasarlanmasi gerektigini gormus olduk.

3. Bizim hendek sistemi uygulamamiz tipik bir sistemden daha zorlu cunku arkadaki buyuk bir alandan araziye giren suyu hendekler ve bunlari biribirine baglayan kanallar veya tasma alanlari ile biribirine baglayarak suyu yavas yavas arazinin altina dogru gezdirerek emdirmeye calisiyoruz. Yani bizim hendekler sadece cok buyuk yagmurlarda tasmayacak, sistemin normal isleyisi bunlarin seri halinde tasarak bir sonrakini doldurmasi uzerine kurulmus durumda. Bu tasarim yagmurla birleserek tasma yerlerindeki hatalarimizi daha fena gozumuze soktu.

Bu olaydan aldigimiz dersleri kisaca listelemek gerekirse:
- Alan, yagis miktari, beklenen su, tarihsel yagis kayitlari calismalarini titizlikle yapmak sart
- Hendek yapimi yillara yayilabilir, once kolay olanlardan baslanabilir. Gerci bu is makinesinin arazideki isini bir kerede bitirmek amaci ile celisiyor. Ayrica bazen cok kolay uygulamalar bazi problemleri gormeyi sadece ertelemis oluyor. Belki de en iyisi tecrubeli birilerinden yardim almadan (ozellikle riskli durumlar var ise) bu ise kalkismamak.
- Hendekler mutlaka esyukselti egrisi uzerinde olmali
- Hendeklerin yerlerini secerken oncelikle nereden tasirilacagi bulunup, o alan hic zarar gormemeli (uzerindeki bitkiler ellenmemeli, kazilmamali, vs.). Bu alan olabildigince duz olmali ki tasan su genis bir alanda yayilarak topraga zarar verici bir guce ulasamasin.
- Hendeklerin her iki duvari da egimli olmali. Yani U harfi sekli yerine tabani duz bir V harfi dusunun.
- Tasma alanlarinin (savaklar) baslangici yani hendekten tam tastigi yer en az bir metre olmali ve tamamen terazide olmali.
- Tasma alanlarinda suyun akisini engelleyecek seyler olmamali. Biz sozde topragi korumak icin kimi yerlerde dallar, kimi yerlerde delikli tuglalar koymustuk, deliklerini kanal olarak kullanacak sekilde. Ama butun bunlar suyu baska taraflara yonlendirip oralarda topragin yarilmasina neden olmus.
- Toprak eger killi ise hendekler daha da derin olmali.
- Hendeklerin kapasitesi buyuk yagislari kaldirmali. Yani derinlik ve genislik belirlenirken ortalamalar degil maksimumlar goz onunde bulundurulmali.

Gecenin bir yarisi hasari gorunce, hemen aklimiza gelen tanidiklara mail attik. Mustafa, Penny, Yuri, Steve. Hepsi de cok cok ilgilenip, uzaktan olabildigince durumu anlayip yardimci olmaya calistilar. Ozellikle Penny ve Mustafa detayli oneri ve moral duzeltici sozleriyle bize cok destek oldular. Penny'nin mailinin girisini sizle paylasmadan edemeyecegim :)

<<
First of all: Congratulations! You clearly have alot of water flowing across your property. This is a great opportunity for you to learn the finer dynamics of swales and water harvesting for large volumes of water. What a gift! This is how you can really learn.
>>

13 Aralık 2009 Pazar

Hendeklerde Ekim

Bir suredir sesimiz cikmiyor, tahmin etmissinizdir cok yogun oldugumuzu. Basimiza neler geldi neler, ama bir sonraki yaziya... Simdilik kronolojik sirayi bozmamak icin hendeklerin ekim calismalarini paylasalim.

Otsu baklagiller olarak üçgül, fiğ, yonca ve korunga secmistik. Bunlarin cogu icin rhizobium bakterilerini de bulmustuk. Ekme isi ne yazikki aksamina fena bir yagmur bekledigimiz bir gune sikisti. O gun yardim icin bekledigimiz isci de gelmeyince sabahtan hendek tamirati ogleden sonra da tohum dikme isleri iki ayagimizi bir pabuca soktu. Hava karardiginda isimiz bitmemisti. Aksi gibi aksam 6'da Cevre dernegi toplantisina gitmemiz gerekiyordu. Mecburen ise ara verip toplantiya katildik. 2 saat suren toplanti sirasinda yagmur basladi. Toplanti biter bitmez hizla arsaya donduk ve yagmurun biraz hafifledigi bir ara fener isiginda dikme isini bitirdik. Tabii toprak camur olmaya baslamisti, tirmigi hareket ettirmek pek kolay olmuyordu. Bakalim bunlarin ne kadari cikacak.

Gelelim ekim islemine. Once tohumlari hafif islatip bakteri ile karistirdik. Bakteriler birer kiloluk paketlerde ve iri tohumlar icin 100kg, kucuk tohumlar icin 50kg tohumu asilamak icin kullanin deniliyor. Biz goz karari kattik, sanirim bakterisi biraz fazla oldu ama bildigim kadari ile bunun bir sakincasi yok.



Ardindan tirmikla daha once gevsettigimiz topagin uzerine tohumlari serptik.



Bir OSB parcasinin uzerinde topragi biraz bastirdik ki tohumlar toprak ile daha iyi temas etsin. Bu isler sirasinda bir miktar da saman koyduk, yagmurun siddetini biraz azaltmak icin.



Ancak arkadan oyle bir yagmur geldi ki, almaya calistigimiz tedbirler bayagi komik kaldi. Soyledigim gibi yagmur bir sonraki yazida!

5 Aralık 2009 Cumartesi

Yilbasi Susu Nasil Yapilir

Bir sure once sozunu verdigim blogu daha uzatmadan yazayim dedim. Ne yazik ki malzemeler hala elimde dogru durust yok- edinmeyi beklersem epey surecek gibi gorunuyor. Elimdekilerle fotografladim. En azindan size fikir verir.

Dogru malzemelerin listesi soyle :)
- Bag teli (kivrilmasi kolay kalinlikta)
- Istediginiz her turlu bitki
- Budama makasi (hem teli, hem de bitkileri kesmek icin)



1. Celengin capina karar verin.
2. Bag telini bu capin iki kati olacak sekilde kesin ve yuvarlak yapin. (Fotografta kullandigim tel gereginden fazla kalin. O yuzden tek kat oldu. Siz dedigim tur bag teli kullanirsaniz, gerekli sertligi verebilmek icin 2 kat yapacaksiniz.)
3. Bag telinden 30 cm. kadar bir parca daha kesin. (Fotograftaki beyaz duz tel. Bu parca da elimdeki kivrilabilen tek teldi. O yuzden onu kullandim. Siz daha uzun keseceksiniz.)
4. Elinizdeki bitkilerden kucuk bir buket yapin.
5. Buketi duz tel ile celenge bir yerinden baglayin.


6. Bir buket daha yapin ve ilk buketin onune gelecek sekilde bag teli ile tutturun.


7. Bu islemi tum celenk buketler ile kaplanana kadar tekrarlayin. Eger duz teliniz biterse ki buyuk ihtimal bitecek, yine 30 cm. civarinda ya da sonlarina gelmisseniz daha kisa bir parca kesin ve devam edin.
8. Evinizde guzel bir kose bulup celenginizi asin, ya da sevdikleriniz icin bir sonraki celenge baslayin.

Hadi bakalim, bitki avina!:)

Bademler Cicek Acmaya Basladi!

Datca'da mevsimler 3 tane, sonbahardan sonra bahar geliyor. Su siralar ikisi birden yasaniyor! Dag tas pirenler cicek icinde. Bunun adi tam olarak nedir bilmiyorum, koydekilerden duyabildigim kadari ile piren (e'sini biraz uzun soyluyorlar). [Ailesini tespit ettik: Erica, Evren'e cok tesekkurler]





Bunlari kiskanan erkenci bademler de cicek acmaya basladi. Ilkini gordugumde henuz Aralik baslamamisti bile!



Yakinda buralilarin eksikulak dedigi yalanci yoncalar da (yonca sandik uzun sure, meger sorrel cinsi bir bitkiymis) ciceklenecek sari sari. Bir iki tane gormeye basladim bile.

Piren ve badem cicegi fotograflari cekmekten donerken karsima kimler cikti dersiniz?



Hemen kosup Pinar'i cagirdim, nefes nefese geri donduk. Yolda Pinar'a hafiften citlattim ne gormeye gittigimizi. Bak, dedim, ciglik atmayacagina soz ver, yoksa goturmem!





4 Aralık 2009 Cuma

Bükceğiz'e Yuruyus

Tugrul'la buraya tasinirken sirt cantamizla gunubirlik, bazen de cadirimizla bir kac gunluk yuruyus hayallerimiz vardi. Sonunda yuruyusu seven bir grupla tanistik. Bu ilk yuruyusumuz Palamutbuku'nde basladi. Bir kac saatlik kisa bir yuruyusten sonra "bukcegiz" denen koya geldik. Hava inanilmaz, deniz inanilmaz! Bilenler denizin keyfini cikardilar tabi ki! Biz ise hala kara cocugu olmanin getirdigi ruh hali ile mayolari coktan kaldirmistik. Ayni hatayi tekrarlamamak icin gelir gelmez hemen mayolar ortaya cikti. Soylemistim degil mi, Kasim 26'da yaptik bu yuruyusu!

Yolda cok guzel bir sarnic gorduk.


Ha, bu fotografta Tugrul ne mi anlatiyor? Sizce?;)

3 Aralık 2009 Perşembe

Esyukselti Hendekleri Kullanimda

Bayram sonrasi burada cok yogun gecti. Bayram oncesi basladigimiz isi yagmurlar gelmeden bitirmek icin cok hizli calistik, cok yorulduk. Burada detayli hava durumunu Yunanistan'in Poseidon servisinden aliyoruz. Ucer saatlik araliklar halinde harita uzerinde yagmur ve ruzgar nereden geliyor nereye geciyor cok detayli gosteriyor, genellikle de oldukca dogru. Bu sayede dunku (carsamba) isi saat beste bitecek sekilde planladik. Tam 16:50 gibi ilk damlalar dusmeye basladi. Bizde de o vakitlerde artik kolumuzu kaldiracak guc kalmamisti. Az zamanda cok ve buyuk isler basarmis olmanin tatli yorgunlugu ile kendimi eve attim. Gun boyunca bitirdigimiz isler soyle:

- arsa icindeki yolun ortasindaki kanala drenaj borusu yerlestirme isini tamamladik, borunun etrafini kucuk taslarla destekledik, uzerine micir doktuk. En ustteki hendegin yola denk gelen kisminda kayalardan bir dolgu kopru yaptik, uzerinden kolay gecebilmek icin.
- tas evin onunden yeni actigimiz yolu (arazinin alt tarafina traktor ile gubre vs. tasiyabilmek icin) yerde kesen hendeklerin yola denk gelen kisimlarini (kabaca 3m. eninde) kayalarla doldurduk (gunun en aglatan kismi), uzerine micir doktuk, drenaj kecesi yerlestirip, en uste ince kum serdik (kece, kumlar asagiya inip kayalarin arasini doldurmasin diye)
- Yeni yolun uzerine tasitla gecmeyi kolaylastirmak icin cimtasi dosedik (bu is de taslarin altinin seviyelerini ayarlamakla ugrasinca tahminimden cok daha uzun surdu)
- Arsanin girisinde kayalardan bir duvar yapip, arkasini terasladik
- Hendeklerden cikan yiginlarin uzerlerini duzleyip ekime hazir hale getirdik.

Kopekleri bile doyuramadan aniden bastiran yagmur hemen hemen butun gece surdu. Sabah Ankara'dan donen Pinar'i karsiladim ve arsaya girer girmes ilk yaptigimiz is hendekleri gezmek oldu, doluluk durumlarini gormek icin. Zeytinlikteki hendekler en basarili olanlar, sanirim elle kazilmasinin ve ardindan seviye kontrolleri yapip gerekli duzeltmeleri yapmis olmamiz yuzunden.





Arkadan gelen suyu tutma gorevi olan en yukaridaki ve en onemli hendegimiz en fazla cuvallayan oldu. Burada bilincli olarak suyun hendege giren kisminin seviyesini yukarida tutmustuk ancak hendegin bir yerinde su cok fazla birikmis, neredeyse tasacak hale gelmis. Hemen acil bir mini tamirat yaptik ama bu gece de fazla yagmur yagarsa buranin durumu hic parlak degil.



Yagmurlar kesilir kesilmez seviye ayarlamasi ve sonraya biraktigimiz tasma yerlerini yapmamiz lazim. Hendek 2 ve 3'te de hafif seviye hatalari var ama durumlari daha iyi. En alttaki 2 hendege fazla su gitmemis simdilik, tabanlarinda birikintiler vardi sadece. Zaten onlarin gorevi, usttekilerden tasanlari tutmak. Bunun olmasi icin daha fazla yagmur gerekiyor.



Bu arada kumesin olugunun altina koydugumuz koca bidon 1.5 kere doldu. Minicik catidan toplanan suyu gordukten sonra ev catilarindan toplanabilecek su miktarini daha iyi kavradim.

Pinar Ankara'dan bolca tohum (yonca, fig, korunga, ucgul, arpa) ve rhizobium bakterileri ile dondu. Simdi sirada bu yiginlari yesillendirmek var.