28 Mayıs 2010 Cuma

Film onerisi


Inanilmaz guzel bir belgesel seyrettik. Yuva (Home). youtube'da seyredebilirsiniz. Ya da youtube'dan keepvid gibi bir program kullanarak bilgisayariniza indirip seyredebilirsiniz. Alt yazilari da buradan indirebilirsiniz.

Goruntuler, muzik mukemmel. Konu inanilmaz etkileyici bir sekilde islenmis.

Begeneceginize eminim. Iyi seyirler.

Not: Turkce dublajini da internette bulmak mumkunmus. Google'dan "yuva Turkce dublaj" diye bakinca bir kac link buldum. Kendim indirmedigim icin herhangi birini oneremiyorum.

21 Mayıs 2010 Cuma

Havadisler

Bizim ufakliklar gayet keyifli buyuyor. Cibilerle ilgili video aslinda bir kac gunluk. Simdi epey degistiler.



Minik kedimiz ise tam bir alem! Moral oldu bize. Artik kati mamaya da gectik. Ilk seferinde abartti(k), cok yedi. Sonra da korktuk, hayvancagizi catlatacagiz diye! Ama dogrusu bagirsaklari gayet guzel isliyor minigin. Yemek sonrasi tam bir "toti pastasi" oluyor. Bu da nasil bir pasta derseniz, asagidaki fotograflara bakin derim.





Bu arada, fotograftan pek belli olmuyor, aslinda yanagim korkunc sis! Dun sabah yuruyusunde bir bal arisi tarafindan sokuldum. Ilk anda pek bir sey olmadi ama ertesi sabah kalktigimda yanagim oyle bir sarkiyordu ki, avucumun icini gayet guzel doldurur hale gelmisti. Daha once de 2 kere enseden sokmuslardi. Gorenler bal arisi tarafindan sokulmanin cok iyi bir sey oldugunu soyluyor. Bense artik sabaha inmis olmasini diliyorum!:)

20 Mayıs 2010 Perşembe

Yumurtalar Kuculuyor

Birkac gundur farkediyorum, tavuklarimizin yumurtalari kuculmeye basladi. Buralara yaz geldiginden beri etraf iyice sarardi, eskisi gibi zengin degil yedikleri. Ama onlerinde arpa/bugday/misir eksik degil. Acaba bu yediklerine mi bagli, yoksa havalarin iyice isinmis olmasina mi? Bu konuda bir bilgisi olan var mi acaba? Ben buralarda da bir sorusturayim bakalim....

16 Mayıs 2010 Pazar

Bir avuc keyif yumagi



Gecen gun bu sevimli yaratigi Layka'yi gezdirmeye cikardigimizda, bir tepede, agaclarin dibinde bulduk. Nasil bagiriyordu bir duysaydiniz! O kadar da minicik ki.



Tugrul komsulara annesini sordu, bilen yok. Ders verdigimiz cocuklardan biri annesinin öldüğünü soyledi. Birakamadik tabi. Iyi ki civcivler cikti da Layka'nin tasima kulubesini kedicige kullanabildik. Enjektorle beslemeyi ve sonrasinda cis yaptirmayi bu isi bilen dostlardan ogrendik. Annenin yalayarak yaptigi isi islak bir pamuk parcasi ile tam gobusunun altina, cis yaptigi yerin hemen ustune masaj yaparak hallediyoruz.



Onca sevimlilige Payam bu isten hic hoslanmadi. Daha once hic duymadigim sesler cikararak durumu protesto etti. Anne tavuk kumesin yanina yaklastiginda, icerden gagalayarak gozunu cikarmaya calisti! Bir tek Layka sikayet etmedi bu halden. Yalniz o da fazla samimiyete izin vermeye niyetli degil.

Civcivler, yeni aldigimiz pilicler, ustune de bu kedicik, bizi epey bir dagitti. Bakalim toparlanmak ne kadar surecek. Yine de minik kaplanin bu yuruyusunu gorunce yorgunluk falan kalmiyor.

9 Mayıs 2010 Pazar

Cibilerimizi takdimimizdir



Yasam dongusu iste. Kopeciklerimizin uzuntusu icindeyken, uzuntumuzu az da olsa hafifleten cibiler geldi. 6 tane. Pacali pinpon toplari gibiler.



Insanin avucunun icine alip, oyle sevesi geliyor da anneleri kartal gibi! Yavas yavas bizimle paylasmaya basladi allahtan.



6 Mayista, tam da bekledigimiz gun, Tugrul ikide bir annenin yanina gidip duruyordu. Sonunda beklenen an geldi ve Tugrul'un "Pinaaaaar cabuk!" diye seslenmesine firladim. Anne su icmek icin kalkmisti. Ve yumurtalardan biri catlamis, bir gaga ortaya cikmisti. Heyecanla basinda beklerken anne geldi, yumurtalarin ustune basti ve bizim aman dememize kalmadan baska bir yumurtayi caaat diye parcaladi! Panik icinde o yumurtayi annenin altindan aldik. Kirilmis kabugu daha da genislettik. Sonra da annenin altina geri koyduk.



Sonradan anladigimiza gore bu yumurta zaten catlak olan yumurtaymis. Anlasilan, annenin bu hareketleri catlak yumurtalardaki civcivlere yardim ediyor.

Dogrusu benim kafamda civciv daha ilk ciktigi andan itibaren bir tuy yumagi olur! Degilmis. Ama annenin altinda kisa surede temizleniyor ve ayakli, pardon bizim durumumuzda pacali pinpon toplari haline geliyorlar.

Ertesi gun oglen oldugunda 6 tane cibimiz olmustu. Gerci saymasi biraz zor oluyordu.



O gece bu isi bilen bir dostumuzdan kalanlarin acilen kirilip zor durumda olan civciv varsa yardim edilmesi gerektigini ogrenince, gecenin bir yarisi kalan yumurtalari annenin altindan alip kontrol ettik. Hic biri dollu degildi. Bizim horozu gunde yarim saat tavuklarin yanina salmamiza ragmen %50 basari orani hic fena degil diye dusunuyoruz.

Ertesi gun kulucka yerinden onumuzdeki bir kac ayi gecirecekleri yerlerine tasidik. Tahmin edebileceginiz gibi surekli tepelerindeyiz. Anne cok guzel ogretiyor herseyi.



Izlemek buyuk bir keyif. Bir kac denemeden sonra ufakliklar icin su ve yem kabinin yerini annenin esindigi samanlardan korumayi basardik. Yuksel teyzeden ogrendigimize gore bulgur, ve susamla basladik beslemeye. Diger dostumuzdan aldigimiz oneriyle haslanmis yumurtayi da diyetlerine ekledik.

Bir sure sizi cibilerimizin gelismelerini gosteren haberlerle bunaltacagiz, soylemedi demeyin.

Son olarak bir de videomuz var.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Veda

2 gun once, aksam Tugrul Layka'yi gezdirirken, arazinin 50 m. kadar ilerisindeki bir dere yataginda 3-4 m. arayla Zeytin'imizi ve Uzum'umuzu gelen kokudan bulmus. Arsaya getirip koyun koyuna gomduk. En azindan bizleler.

Biraz once koyden bir komsumuz basiniz sagolsuna geldi. Dedigine gore, Zeytin ve Uzum'un basina gelenler ayni gun bir baska koylu komsumuzun kopeginin basina gelmis. Civardaki tavuk sahiplerinden birinin cakallar icin biraktiklari zehirden olduklerini dusunuyoruz. Korkunc bir ofke ve caresizlikle doluyuz. Biliyorum zamanla azalacak ama bu arada, burada yasayacaksak bundan hayvanlarimizi korumanin bir yolunu bulmamiz gerekiyor.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Eksildik



Iki gundur Zeytin ve Uzum ortada yoklar. Iki gun once, sabah Zeytin arsada yoktu. Geceleri arkadaki tepelerden gelen ses ve kokular yuzunden arsa disina ciktigini biliyorduk. Tellerin kazilmadik yeri kalmadi. Uzum ise geceleri bagliydi. Sabah actim ve Uzum firlayip gitti. Bir daha ikisi de donmediler. Cok arandik, herkese sorduk. Ne oldugunu bilmiyoruz. Sadece cok uzgunuz.

Zeytin ve Uzum kadar birbiriyle anlasan, ve birbirine bagli iki kopek gormedim. Dogduklarindan beri beraberdiler. Yine beraberler. Bizse eksik kaldik.

2 Mayıs 2010 Pazar

Ishak kusu


Foto kaynak

3 haftadir bir konugumuz var. Havanin kararmasiyla baslayip, sabaha kadar 4-5 saniye arayla kisacik islik calar gibi bir ses cikariyor. Bu kadar uzun sure ayni sesi cikarmasi yuzunden bir bocek herhalde diye dusunmeye baslamistik. Sansimiza Emecikli komsularimizin bir kus gozlemcisi dostlarindan ogrendigimize gore o baykusgil ailesinden bir kus; Ishak kusu. Hemen wikipedia'ya baktik. Meger gocebe bir kusmus. Guney Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da yasarmis. O sesi sadece ureme doneminde cikarirmis ve bu donemin disinda, ses cikarmadigi icin de bulunmasi cok zormus.

Fotografini gorunce hatirladim; bir sabah yuruyusunde, arkadaki cam agaclarindan birinde Uzum ve Zeytin bunlardan birini buldular. Kus, onlar agacin bir tarafindayken, diger yanindan ucup yandaki cama saklandi. Bizimkilerin kusun yer degistirdigini anlamasi epey surdu!:) Ufacik, gri, utangac. Gercekten de fotograftaki kadar sevimli. Bizdeki misafirligi daha ne kadar surer bilmiyoruz ama, uyurken ninni gibi gelen sesini gittiginde ozleyecegimiz kesin.

Not: Bostancik'taki telefon kablosu problemi yuzunden bir suredir internet baglantimiz yoktu. Haber vereyim dedim, hersey yolunda, gurk tavugumuz sabirla yumurtalarin ustunde oturmaya devam ediyor!:)