29 Ocak 2011 Cumartesi

Yagmurlu bir gunden yola ciktik, nerelere geldi konu!


Foto: KaracabeyBlog

Dun burada ciddi yagmur vardi. Tugrul'la laptoplarimizin basinda oturmus sanal dunyada gezinirken, Yuksel teyze bizi gercek dunyaya davet etti. "Usumussunuzdur siz, gelin bize, birlikte kek yapilir, ustune de soba basinda keyif yapariz." diyerek. Eh, boyle bir teklif nasil reddedilir? Biz de kek malzemelerini kaptik, kosturduk onlara. Yuksel teyzenin ogullari, gelini, kizkardesleri, torunlar ve biz derken epey kalabaliktik. Kek-poaca-cay keyfi sirasinda sohbeti epey bir koyulttuk. Laf dondu dolasti, Yuksel teyzenin kizkardesinin ineklerine geldi. Yeni bir buzagilari olmus. Once inegin hamile oldugunu anlamamislar zaten. Anlasilan inek bir kacamak yapmis!;) Sonra gecenin bir yarisi hayvancik kendi kendine dogurmus. Bagli oldugu icin galiba, buzagisini temizlemisse de dogru durust emzirememis. Buzagicik da soguktan usumus, sonraki 2 gun boyunca annesini emememis. Biberonla beslemisler. En sonunda annenin memesini alabilmis. Her neyse, bir ara hazir yem verip vermediklerini sordum. Su aralar, burasi yemyesil. Sanki ilkbahar. Insan nedense yeme gerek yoktur diye dusunuyor. Ama Yuksel teyzenin oglu dedi ki, inekler butun gun yesillikte otlansa da aksam illa ki samanla karisik yem yemeli ki midesi isinsin! Inekler samani da sirf saman olarak yemezlermis. Eskiden, saman ya burcakla ya da arpa ile karistirilip verilirmis. Ama simdi burcagin ekildigi yok, arpalar ise pek kofmus. O yuzden de illa ki az da olsa fenni yemle saman karistiriliyormus.

Biraz once Meyvelitepe'nin son yazisini okudum. Sizlerin de okumadiysaniz daha, okumanizi oneririm. Zambiya'nin ABD gida yardimini GDO'lu misir yuzunden reddedisi, ve, Turkiye'nin GDO'lu soyanin hayvan yemlerinde kullanma talebi ile ilgili. Yazidan direk alintiliyorum: "Yem Sanayicileri Birliğinin özel isteği ile RoundUp Ready Soya Fasulyesi MON89788 (Yapılan genetik değişiklik sebebiyle RoundUp isimli yine aynı şirkete ait ot öldüren zehirin tesir etmeyeceği soya fasulyesi) ithal edilerek her türlü hayvan yeminde kullanılacak." Baska bir deyisle biz de GDO'lu yem yiyen hayvanlarin sutunu, o sutten yapilmis urunleri, etini yiyecegiz!

Meyvelitepe demis ki, "GDO'lu süt bakılarak anlaşılamayacağına göre ineği tanımaktan başka çare kalmadı galiba." Biz inegi de taniyoruz! Bizim koyde artik "kel" (yani holstein veya montofon olmayan yerli inek) yok. Olsa olsa melezlerini bulabilirsiniz. Bu hayvanlarin yem ihtiyaci hep yerli irklara gore daha fazla. Ote yandan da burcak eken yok, arpa ekense arpanin kalitesinden sikayetci. E ne yapacak Yuksel teyzenin kardesi, biz inek alirsak ne yapacagiz dedik Tugrul'la. Arpa kofsa ne vereceksin dedik? Sonra birden arpa neden kof peki diye sorduk! Sahi neden? Cunku o arpayi, bugdayi yetistirirken artik kimyasal gubre kullaniliyor! Yuksel teyze eskiden bugdaylarin ne kadar "kavruk", simdi ise bugdaylarin ne kadar iri oldugunu, eskiden o kisacik bugdaylari biraz daha saman alabilmek icin ne zorluklarla biraz daha dipten kesmeye ugrastiklarini anlatiyor. Disardan baktiginda su anda her sey cok daha iyi, bereketli gorunuyor ama hissediyorum degil! O eski 1 kg bugday ile, su anda tarladan alinan 1 kg bugday besin degeri olarak bir degil, diger tum sebzelerde de yavas yavas ortaya ciktigi gibi. Simdinin inekleri de kocaman, onlar daha cok yemek istiyor. Ne yapacaksin el mahkum! Gunde 12-13 kg sut almaksa amacin (yine sorguluyorum o sutun besin degerini), bunu da goze alacaksin.

Hep bakmamiz gereken sey su aslinda: ne kadar enerji harciyorsun, ne elde eldiyorsun, en onemlisi de ne pahasina?

24 Ocak 2011 Pazartesi

Pempe patik, boza, nergis

Gecen hafta boyunca Ankara'daydim. Bir avuc topragi bile bitkilere birakmayip, betonla kapamaya calisan sehir mentalitesine baslayan kizginligimin alevlenmesi disinda benim icin Ankara'yi Ankara yapan seyleri bir bir yasadim. Her sabah annemlerin evinin balkonuna biraktigimiz ekmek ve simitleri yemeye gelen guvercinlerle baslayayim. Bir kac sene once tanidigimiz minik, dunya tatlisi bir cocuk guvencinlere "pempe patik" derdi. Ne kadar dogru bir tanimlama oldugunu yeniden farkettim, benim iceriye girmemle balkona her yonden ucarak gelen guvercinleri perde arkasindan izlerken. Datca'da yok ki pempe patikler!


Foto: hellosaurav

Akman bozasi Ankara gezilerimin olmazsa olmazidir. Mutlaka ya Kizilay'daki ya da Ulus'taki Akman'a gider alirim bir sise boza, Guven parkinda dolmusa binmeden ugrarim bir kuruyemisciye, ellerimi icine kondugu kagidin altindan isitan sari leblebileri de koyarim ayni torbaya. Eve gelince, doldururum bardaklara, ustune de bolca tarcin! Sonra baslar leblebi bombardimanim bozanin derinliklerine dogru. Kasikla o saklanmis leblebileri bularak bardagin dibine ulasirim. O ne keyiftir! Buraya getirmeyi denedim bir kac kere. Eve ulastigimda hep patlamis bir siseyle karsilastigimdan vazgectim. Ama kendim yapmayi deneyecegim pek yakinda.

Ah unuttum, Guven parkinda dolmusa binmeden cicekciden alirim bir demet nergis annem icin. Illaki katmerlilerinden. O koku, o narin guzellik! Dolmusta eve gidene kadar koklayip dururum. Dolmustan inerken, yanimda oturan kisinin gulumseyen bakislariyla karsilasirim genellikle.


Foto: syilmaz

Iste, aile koklasmalari, arkadas bulusmalari arasinda, klasik Ankara gezilerim boyle benim.

9 Ocak 2011 Pazar

Bozburun'da bir pazar

Bugun Ahlatdede sakinleriyle kislik mekanlarinda tanistik. Gunlerdir suren buz gibi havanin ardindan yazdan kalma bir gunde gunese karsi yuzumuzu verip saatlerce konustuk. Ne mi? E tabi ki, permakultur!:)) Bebek Zuzu kocaman olmus, Saha ise belli ki gencliginde pek cok can yakmis!

Sohbeti birakip donus yoluna cikmak zor oldu. Arayi acmadan, bahar gelip de gocmen kuslar misali Ahlatdede'ye dogru yola dusmeden gorusmek dilegiyle ayrildik.

8 Ocak 2011 Cumartesi

Oglak zamani


Foto: LiveJournal 18 saatlik oglaklar

Bu aksam Yuksel teyzelerdeydik. Gecen hafta sonu gelini bir tanidiklarina yufka acmaya yardima gitmisti. Gelinin yardimina gittigi kisiler koyde ender kalmis bir kac keci surusunden birinin sahiplerinden. Oglaklar birer ikiser dogmaya baslamis. Surunun yayildigi yerde oglaklar dogunca, anne yalayip temizleyip, isitip ayaklandirinca, biri yeni dogmus oglagi heybeye atip, heybeyi de sirtina alip agilin oldugu yere getiriyormus. Gunde belki 5, belki 10 tane oglak doguyormus. Herbiri icin bu islem yapildigi icin de tum aile orada, eh yufka da kolay yemek. O hafta sonu yapilan hummali yufka pisirmenin sebebi buymus iste!

Yuksel teyze benim biz de gidip gorelim diye heyecanlanmami gulerek karsiladi, biraz daha bekleyelim, hemen olmaz dedi.

Bu gece bir de Yuksel teyze kendi torununu "a benim babaannesinin" diye baslayip "karanfili", "bilgilisi", "bir tanesi", "yardimcisi" diye sevgi kelimeleriyle bezeli, yumusacik ses tonuyla oyle bir sevdi ki, icim gitti. Ah bu Yuksel teyze yok mu, nasil sansliyim onu tanidigim icin.

4 Ocak 2011 Salı

Ekosistemler - Bozuk Orman Arazilerinin Agaclandirilmasi

Datca yarimadasinda bozuk orman arazilerinin sahislara agaclandirma sarti ile kiralanmasi sozkonusu. Bu eminim Turkiye'nin baska bolgelerinde de yapiliyordur. Datca Cevre Dernegi vasitasiyle ogrendim ki bu tip arazilerin agaclandirilis bicimi icin belirlenen sartlar buradaki ekosistemleri iyilestirmeye degil onlari tamamen cokertmeye neden olacak. Dogayi iyi anlamadan girisilen cabalar iyi niyetle de olsa istenenin tam tersi etkilere neden olabiliyor. Permakultur penceresinden hem ekosistemleri ozetlemeye calistim hem de bu tip agaclandirmalarin amaci ne olmali ve nasil yapilmali uzerine sesli dusundum:

Ekosistemler - Ekolojik bir Arka Plan

Insanlarin hergun bogustugu issizlik, saglik, egitim, yoksulluk, kirlilik gibi sorunlarin yaninda adi pek gecmeyen, gectigi zaman da detay bir sorun gibi algilanan ekosistem ve toprak kaybi aslinda tum sorunlar piramidinin en altindaki en temel sorundur. Bu ana sorunun cozulemedigi bir gezegende diger sorunlarin cozumu icin atilmis her olumlu adim sanal olacak ve sonunda butun sistemin cokmesini engelleyemeyecektir.

Dogadan en kopuk bir megapoldeki insanlarin bile yasami sonuc olarak topraga baglidir ve dunyamizda topragi ureten mekanizma ekosistemlerdir.

Topragin icindeki inanilmaz yasam cesitliligini ve bu organizmalar arasindaki karmasik iliskiyi henuz anlayabilmis degiliz. 1cm.lik topragin 250-350 yilda olustugunu dusunursek (bolgemiz Datca’da belki daha da yavas), kaybedilenin yerine yenisini nasil koyacagimizi bilmedigimiz bu en degerli kaynagimizi cok iyi korumamiz gerektigi ortaya cikar. Devlet ve sivil toplum orgutleri erozyondan kaynaklanan toprak kaybinin engellenmesi icin kampanyalar duzenlerken toprak olusumunu saglayan ve uzerinde buyuk bir zenginlik barindiran mevcut ekosistemlerin korunamiyor olusu gelecek acisindan en buyuk yanlisimizdir.

Cesitliligin Artisi ve Toprak Olusumu

Ekosistemler az cesitlilikten cok cesitlilige dogru surekli bir olgunlasma icindedirler. Hirpalanmis ve verimsizlesmis bombos toprak bir alan ilk yillar yabani ot/diken dedigimiz derin koklu oncu bitkilerle ortulenecek, bu bitkilerin yillik olumleri ile derinlerden cikarilan besinler topragin ust katmanlarina aktarilacaktir. Yeni toprak olusumu bu sekilde baslar. Bu bitkilerin olen kokleri, kendilerinden sonra gelecekler icin topragi yumusatmis ve onlara kilcal yollar acmistir.

Yillar icinde cok yillik minik calilar/makiler gelmeye baslar. Bizim cografyamizda bunlar kefen, azgan, pamuklan, piren, kekik, adacayi gibi bitkilerdir. Bu calilarin gelmesi ile toprak gunesin kavurucu etkisinden biraz daha kurtulmaya, nemini daha cok muhafaza edebilmeye baslar. Ve diplerine doktukleri yapraklari, dal parcalari ile topraktaki organik maddelerin artmasini saglayarak toprak olusumuna katkida bulunmaya devam ederler.

Zaman icinde ekosistemlerin en onemli aktorleri olan bodur ve buyuk agaclar bolgeye gelmeye baslarlar. Bizim bolgemizde bunlar cesitli mese cinsleri (palamut, pinar), keciboynuzu, sandal, kocayemis, sakiz, kizil cam, zeytin vs. dir.

Agaclarin gelmesi ile toprak olusumu, ekosistemin barindirdigi hayvan cesitliligi, yagislarin topraga emilimi ve yogusmanin yapraklar tarafindan tutularak yine topraga gecirilmesi sureci hiz kazanir. Yoremizin sert ruzgarlari ekosistem icinde yavaslar, icinde tasidigi organik madde ve tozu ormana birakir, sistemin diger tarafindan yavaslamis hafif bir esinti olarak cikar. Olgun bir ekosisteme yagan yagmur, buradaki yogun yasam tarafindan zenginlestirilmis olarak asagilara akar ve altindaki tarim arazilerini besler.

Gunes isinlarindan en fazla faydalanacak sekilde cesitli katmanlarla (otsu bitkiler, calilar, bodur agaclar, buyuk agaclar, toprakta surunen birkiler, tirmanicilar) tamamen ortulen bir ekosistem (ki bizim kurak Datca’mizda bile calilik alanlarda cogu zaman topragi gormek mumkun degildir) bir taraftan mevcut topragi gunese, ruzgara, yagmura karsi korurken diger taraftan da daha fazla toprak olusturmaya devam eder.

Ekosistemlerin en olgun asamalari birer ormandir ama orman her cografyada farkli bir sekil alir. Dogu karadenizin olgun ormanlari ile Datca’nin olgun ormanlarinin biribirine benzemeyecegi aciktir. Olgun bir ekosistemin gostergesi balta girmez orman gorunusu degil, farkli katmanlarin ve zengin bir yasamin varligidir.

Eger bir ekosistemde katmanlarin bazilari mevcut degilse buranin daha olgun bir ekosistem olmasi icin biz insanlar uzerimize dusen gorevi yaparsak, sonucta ortaya cikan zenginlik bizim tarimsal ve diger faaliyetlerimize de olumlu etki yapacaktir.

Yarimadada Ekosistemlerin Zarara Ugramasi – Yanlis Agaclandirma

Datca yarimadasinda uzaktan bozuk orman olarak adlandirilan pek cok bitki ortusu aslinda olgun bir akdeniz iklimi ormanina dogru evrilen birer zengin ekosistem adayidir. Bu alanlarin badem gibi agaclarla donatilmasi ve gorunuste ekonomik olarak faydali alan haline getirilmesi cabalari aslinda bu ekosistemlerin olgunluk yolunda tekrar en basa dondurulmesi ve buyuk zarara ugratilmasi demektir.

  • Toprak is makineleri ile kazinmakta, cok uzun yillardir olusmus topragin uzerindeki en zengin tabaka kaybedilmektedir. Bu surecte toprak ne yazikki agir makinelerce sikistirilmaktadir
  • Mevcut otsu, cali ve bodur agac katmanlari sokulup atilmakta ve bunlarin toprak koruyucu ve olusturucu katkilari kaybedilmekte, kalan toprak da erozyona acik hale getirilmektedir.
  • Ekosistemlerin zarara ugramasi ile su tutma kapasitesi kaybolacak, eskiden toprak tarafindan emmilen ve alt toprak katmanlarinda depolanan su artik toprak uzerinden akip gidecektir. Bu, yarimada olceginde tatli su probleminin daha kotu hale gelmesine neden olacaktir.
  • Kaybedilen bitki cesitliligi ile hayvan ve mikroorganizma cesitliligi de kaybolmaktadir.
  • Bu arazilere dikilecek tek tip (monokultur) agaclarin artik cevrelerindeki cesitlilik ve doganin dengesinden faydalanma sanslari kalmamistir. Hava sartlari (kuraklik, fazla sicak/gunes) onlara zarar verecek, zararlilar dusmanlarinin yoklugunda kolaylikla yayilip buyuk zararlar verecektir. Bu durumda insanlar urununu korumak icin kimyasal zehirlere basvuracaklar ve bu kisir dongu cesitliligi daha da fazla yok ederek zararlilarin daha guclendigi bir ortam yaratacaktir (50 yil once Amerika’da zararlilara urunun %7’si kaptirilirken, zehir sanayinde bunca gelisimden sonra zararlilara kaptirilan %14!).
  • Ozellikle tarimsal arazilerin uzerinde egimin cok oldugu yerlerde bu islem, uzun vadede asagidaki tarim arazilerine de zarar verecektir. Eskisi kadar su ememeyen araziler suyun asagiya daha kontrolsuz bir sekilde inmesine neden olacak, sizan suyun icindeki besleyici maddeler de eskiye gore daha az olacaktir.

Ne Yapmali – Ekosistemleri Zenginlestirerek Ekonomik Fayda Saglanmasi

Zengin ve dayanikli ekosistemlerin insanlarin yasamsal faaliyetleri uzerindeki etkisini anladiktan sonra yapilmasi gereken, mevcut ekosistemlerin daha hizli olgunlasmasina yardimci olacak akillica mudahaleleri planlamaktir:
  • Toprak kaymasi ve erozyon riski nedeni ile tepelerde ve tepelere yakin dik egimli yamaclarda kesinlikle toprak elle ya da makinelerle kazilmamalidir. Buralar, daha altlarindaki arazilere yasamsal verim akitacak olan yabanil alanlar olarak tasarlanmalidir. Ekosistem olgunlasmasini hizlandirmak uzere tohum toplarinin (her birinin icinde 1-2 tohum olan kilden ceviz buyuklugunde minik toplar) serpilmesi dusunulebilir. Bu toplarda agirlikli olarak yerel otsu, cali ve agac tohumlari ve baklagil ailesinden otsu, cali ve agac tohumlari kullanilabilir.
  • Tohum topu uygulamasi egimden bagimsiz olarak tum orman/kamu arazilerinde uygulanabilir. Bu en az mudahale ve en dusuk maliyet ile ekosistemin zenginlesmesini saglayacaktir.
  • Sulamaya duyulacak ihtiyaci azaltmak ve zaman icinde ortadan kaldirmak icin oncelikle arazide yagmur suyu hasadi icin yagmur hendekleri acilmalidir. Bu hendekler, yoremize kisa zamanda ama buyuk miktarlarda dusen yagmur suyunun akip gitmesi yerine topraga emilmesini saglayacak ve hemen alt baslarina dikilecek fidanlarin su ihtiyacini karsilayacaktir.
  • Fidan dikimi yapilacak olan yerlerde once yagmur hendegi kazma sansi yoksa bile fidanlar mumkunse esyukselti egrileri boyunca dikilmeli ve agaclar icin diplerinde akip gidecek suyu depolamalarini saglayacak mini setler olusturulmalidir. Esyukselti egrileri boyunca civardaki taslar, kutukler ve zaman zaman canli otlar ile olusturulacak mini yukseltilerin ardinda zamanla akan toprak birikecektir. Bu bantlar fidan dikmek icin uygun alanlardir.
  • Fidanlar dikilirken mevcut ekosisteme olabilecek en az zarar verilmelidir. Daha az makine ve daha cok insan emegi ile dikim uzun vadede cok daha dusuk bir maliyet demektir.
  • Fidan cesidi seciminde cesitlilige onem verilmeli, ekosistemde daha zengin bir hayati destekleyecek cesitler secilmeli, azot baglayici bir baklagil olan keciboynuzu ve akasya turleri mutlaka dusunulmelidir. Asili veya asisiz meyve agaclari cogaltilmalidir.
  • Badem, zeytin gibi gelir saglayici turler insanlar tarafindan az ziyaret edilen yabanil ekosistemlere degil yerlesim yerlerine daha yakin ikincil ekosistemlere dikilmeli ancak bu yapilirken de dikim yogunlugundan dolayi tek cesitli bir yapinin olusmasina izin verilmemelidir. Unutulmamalidir ki zengin bir ekosistemin icinde ornegin badem agaclari cok daha mutlu ve dayanikli olacaklardir. Bu bizim bakimimiza daha az ihtiyac duymalari ve uzun vadede daha dusuk maliyet demektir.

Sonuc olarak:
  • Yoremizin agirlikli olarak cali ve bodur agaclardan olusan ekosisteminin degerini anlamali, bu zor cografyadaki cesitlilige saygi duymali,
  • Kisa vadede bile karli olacagi tartismali yanlis agaclandirma projeleri ile hepimiz icin yasamsal ekosistemlerimizi tehlikeye atmamaliyiz. Bu sistemler, guzellikleri, iclerinde barindirdiklari cesitlilik, tarimsal aktivitelerimizi desteklemeleri ve turizm geliri potansiyelleri ile yarimadamiz icin vazgecilmezdir.