24 Aralık 2011 Cumartesi

Yavru Kopegimizi Kaybettik

Ama yarim saat sonra bulduk! He he he...

Simdi boyle rahat yaziyorum ama o yarim saat halimizi gormeliydiniz. Nala ve Ayuska ile yuruyuse cikmistik. Haa, bu arada Maya'nin adini Ayuşka olarak degistirdik. Daha dogrusu iki isimli oldu ama biz hep Ayuska diyoruz. Nala ve Maya biribirine cok yakin oldugundan surekli karistiriyor, arada Mala, Naya falan gibi seyler soyluyorduk. Simdi en azindan bizim kafamiz daha az karisiyor. Ustelik bir ayi yavrusuna o kadar benziyor ki Ayuşka agizdan cok dogal bir sekilde cikiyor :-)

Neyse, yuruyuste bir ara biz geride kaldik. Ayuska'yi cagirdik, Ayuska bize dogru kosmaya basladiginda biz de geri donup tepeye dogru kosmaya basladik. Oyun olsun diye! Soyle bir 20-30 adim atip kafamizi arkaya cevirince bir baktik Nala orada, Ayuska yok. Akla ne gelir, tabii ki bir calinin dibinde falan, bizim goremeyecegimiz bir yerde dedik. Cagirdik, gelen yok, bir iki adim geriye donduk, onu yolda gorme umidiyle, yok! Yavas yavas bizim sesler yukseliyor, adimlar hafiften hizlaniyor, bir oraya bak, bir bu tarafa, yok, yok!

Giderek panige kapilmaya basladik, 5-6 dakika icinde baktik ayni yerleri kosturarak arayip duruyoruz ve Ayuska'dan iz yok. BU arada Ayuska biraz tirsak oldugundan normalde yanimizdan cok fazla ayrilmayan bir kopek, hele ki cagirildiginda kosup gelmemesi vaki degil. Tam bir "yer yarildi yerin dibine girdi" durumu. Dolastigimiz yerlerde bir kör kuyu oldugu ve gecen yaz buraya domuz yavrularinin dustugu haberi aklima geliyor ama done done araniyoruz, kuyu falan da yok ortalikta. Sonunda Pinar eve cep telefonunu almaya kosuyor, koydekilerden kuyunun yerini ogrenmek icin. Ben panik turlarina devam ediyorum. 4-5 dakika sonra Pinar soluk soluga geliyor, "Ayuska evde" diye! Tam Nasrettin hocanin esegi kaybedip bulma hikayesi. Artik neden tirsti ise belli ki biz kafamizi cevirmeden yanimizdan kosarak gecip solugu evde almis.

Hikaye burada bitecek gibiyken ne oluyor dersiniz, "haydi Nala eve" diye kafami bir ceviriyorum Nala yok. Saat sabah 7:30-8. Nala o gun eve saat 3'te geliyor. Velhasil, sehirden uzak stressiz yasiyoruz diye sevinirken bir kac yil yaslandik herhalde :-)

Tabii bu kaybolma hikayesi aslinda size Ayuska fotograflari gostermek icin bir bahaneydi. Buyrun...

Once eskilerden 2 foto:





Kardesi Carlos ile oynarken:








Bu da yagmurdan sicana dondukten sonra:

7 yorum:

misk dedi ki...

sırf burun ve kulak bu arkadaş! geçmiş olsun:)

EmRe SeLeS dedi ki...

Asiri tatli! Kaybolsa, ben de cok uzulurdum; masallah diyelim! Mincik manyagi yapasi geliyor insanin.

tugrul dedi ki...

Misk, erkek olsaydi adini Bruno koymayi dusunmustuk!;)

Emre'cim, yaptik bile desem!:))

hayat dedi ki...

hehe .. adını carla koysaydınız :) bruni olanından :)ilerde genç kız olunca ayuşka sorun olabilir :) yani rencide olmasın vs ..
benim de bir kurt kırığım vardı .. kulakları iki yana düşüktü ..sonra öne doğru düşük oldular .. sonra da dikildiler .. bunun bir kulağı diğerinden önce evriliyor galiba :) muhteşem güzel bişi ..uzun ve sağlıklı yaşar dilerim ..

okivanc dedi ki...

Gecmis olsun!

Okay dedi ki...

"Ama yarim saat sonra bulduk" kısmını niye ben en son gördüm.Gerçekten kaybettiniz sandım.Beni de stres yaptınız burda.

Meyvelitepe dedi ki...

Başlığı okuyunca yüreğime indi! Neyse 1. satır çabuk yetişti:)